6 Haziran 2016 Pazartesi

Hocam yapmayın hocam !!

Merhaba çiçeği burnunda taze blogum.. 
Biliyorum çok fazla boşladım seni hemde daha yeni açtığım halde. Haklısın olmadı böyle ama elimde olmayan sebeplerden dolayı hep inan ki!! Sınav haftamdı geçen iki hafta sonra uzun bir yolculuk tamam dedim eve vardım artık yazabilirim birde ne olsun, bilgisayarım bozulmuş nasıl üzüldüm eh dedim kaldı, telefondan yazmasıda zevkli değil olmuyor yani başaramıyorum öyle. Neyseki kısa sürede halloldu ve elime ulaştı bilgisayarım ama oda haklı be canım blog kaç senelik yadigar yaşlandı artık bünyesi kaldırmıyor. Tekliyor ama uzun süre daha benimleymiş öyle söyledi :) Böyle işte seni boşlamamın sebepleri..

Neyse devam edeyim, yolu düşüpte bu yazımı okuyacaklara geçen haftalarda yaşadığım bir tahlihsizliği anlatmak istedim hep, bugün o günmüş. Başlayayım öyleyse..

Biliyorsunuz ki bir üniversite öğrencisiyim ve tabi yine biliyorsunuzki vize, final ve bütünleme sınavlarına taabi tutuluyoruz senede iki kere. Benimde bahar dönemi final sınavı zamanlarım yaklaşıyordu ve harıl harıl çalışıyorum bakmayın inek bir öğrenci değilim aslında ama bu kadar çalışmamın sebebi bütünlemeye kalmadan eve yani özlediklerime kavuşmak amaç. Neyse böyle çalışıyorum diyorum başaracağım ve erken gideceğim evime. Başladı benim sınavlarım, pazartesi oldu birinciye girdim güzel, ikinciye girdim güzel böyle geçiyor sevinip çıkıyorum sınavlardan. Cuma günü geldi çattı. Ben işletme bölümü okuyorum ve bir kamu maliyesi adında dersimiz var. Diğer okullarda nasıldır bilmem ama bizim okulda bizim bölümün en zor derslerinden biri, hocadan kaynaklanıyor tabiki oldukça sert ve öğrenmeden ben bu dersten geçirmem arkadaş!! diyen tiplerden genelde sevilmesede allah var seviyorum ben bu hocayı beğeniyorum akedemisyenliğini neyse, ben ikinci sınıf öğrencisiyim ama sınavlarımızda sınıfın yarısı üç ve dördüncü sınıf öğrencisi yani anlayacağınız geçemeyen çok bende bu gazla ve duyduklarıma dayanarak vizesinde o kadar çok çalışmıştım ki hakkınıda verdim 75 puan alarak onuncu oldum yüz kişiden. Öyleki çok az kişi var böyle 70 üzeri alan çoğuda son sınıf zaten. Böyle sonuçlanan bir vize sınavından sonra işte finalinede bu kadar çok çalıştım yazık etmemeliydim çünkü o güzelim notu. Dediğim gibi cuma günü gelip çattı ben sabahın altısında kalkıp harıl harıl çalışıp, sabah onda gittim sınavıma. Ama nasıl heycanlıyım bende böyleyim işte dünyanın sonu değil ama hırs yaptım mı çıldırıyorum :) Girdim sınava ama o nasıl sınavdı, anca bu kadar zorlanabilirdi elbet. Yinede kendi hesaplarıma göre geçer not alıyordum sınavdan neyse dedim geçiyorum ya oda yeter ortalama felan umrumda değil. Sınavdan çıktım yurda döndüm akşamüzeri bir tane daha vardı gidip çalışıp geri gelecektim. Akşamüzeri dolmuşa bindim sınava giderken telefonum çaldı ve sınıftan arkadaşım demesin mi kamu maliyesi açıklanmış. Nasıl ya nasıl oluyorda üç saat içinde açıklayabilirdu? Neyse dedim girip sisteme bakayım birde ne göreyim 45 alıp kalmışım hemde sadece beş puanla. Olamaz diyorum benim 45 almam imkansız diyorum gözlerim doluyor ama insanların içinde ağlayamıyorum. Okula gider gitmez hocanın odasına zıpladım tabi. Çaldım kapıyı hoca '' giirr'' diye seslendi. Girdim odasına, sert bir üslupla ''sööyle!!'' diye baktı yüzüme tabi benim sıfat zaten düşük görünce beni öyle onunda sıfat değişti. '' hocam sizinle sınav hakkında görüşecektim eğer musaitseniz'' dedim . ve devam ettim, derdimi anlattım sınav kağıdıma bakmak istediğimi söyledim ama yok dilekçe ver benim yapabilecek birşeyim yok diyor. Adımı soyadımı da almıştı tabi. Neyse çıktım ben odasından sınavıma girdim ama nasıl girdiğimi bende bilmiyorum. Bir yandanda arkadaşlarım '' yapma Eda gerekirse yalvar yakar hocaya, ilk notunu yazık etme, bu hocanın bütünlemesinde geçemezsin'' felan diyerek beni gazlıyorlar iyimi!! Bende öylemi dedim eee tabi nasılda hırs var bir daha gittim odasına ve'' hocam ben dilekçe vermek istiyorum yardımcı olurmusunuz'' dedim sert bir üslupla. Sonra çıktım odasından afedersiniz ama tam anlamıyla kampüsün ortasında höykürerek ağlıyorum önüme geleni arayıp dert yanıyorum görenler sanacak biri öldü!! Öyle ağlaya ağlaya gittim yurda tabi susarmıyım ordada devam. İçimden biri seslendi bana '' sisteme gir Eda!!'', sonra cevap verdim ona ''ne gireceğim ya kaldım işte sende bi sus!!'' , '' ya sana gir diyorum gir işte, bak notuna bir daha'' , '' iyi be!!'' deyip ağlamaklı tekrardan girdim notların olduğu sisteme. Amaaaaaan ne göreyim geçmişim, sitemden çık bir daha gir yook valla geçmişim, sistemi yenile yok yok bir hata yok valla geçmişim. O höykürerek ağlayan Eda gitti mi, yerine höykürerek gülen Eda geldi mi aman bir görseniz bünyem afalladı. Bu mutluluğu paylaşmalıyım deyip, ağzımda kulaklarımdayken kitaplarıma sarılıp o anı durdurdum birde. Anı işte, güzel anılar bunlar.. 
Buyrun kanıtı :)
Sizinlede paylaşmak istedim, yolunuz bloguma düşerse okuyun diye.. 


2 yorum:

  1. Çok heyecanlı olmuş. Anlayamadığım, o nasıl bir sistem ki, ilk baktığında farklı, sonra baktığında daha farklı? Neyse fazla sorgulamamak lazım iyi sonuçlarda:) uzun bir yaz tatili seni bekler, kitaplarınla buluşacağın. Hadi sana iyi dinlenmeler.. Ayrıca tebrik ederim başarını..

    YanıtlaSil
  2. Yani notum ilk başta sisteme yanlış girilmiş senin anlayacağın sonradan düzeltmiş hoca :)
    Teşekkür ediyorum, heycanla senide bekliyorum 😘

    YanıtlaSil