26 Mart 2019 Salı

Bilme..

Rüya, bütün çektiğimiz. Rüya kahrım, rüya zindan. Nasılda yılları buldu, bir mısra boyu maceram... Bilmezler nasıl aradık birbirimizi... Bilme.. 
Ahmet Arif

Bir otobüs koltuğunda, uzun bir yolculuk sonrası farklı bir şehre kavuşmak gibiydi... Tüm sokakları denize çıkan...
Zamanı geldiğinde o uçsuz bucaksız denizin ferahlığı ile yazmak istediğim yazılar şimdi kendime kendi kendime tüm yazılarım, oysa ki ne şiirler ne yazılar yazabilirdim. Belki de yazma-malıymışım hissi düş yakamdan... Artık yazıların insanın kendisine dönüşmesi acıtıyor... Çünkü kime yazılarımla, sözlerimle dokunmak istesem anladım ki olmuyor. Erişemiyorum o noktaya, belki de dokunmuşumdur kim bilir... Vazgeçmeyi sevmezken, yola çıkmayı öğrendiğimi düşünmüşken belki de kendime açılan yola çıkmışım öyle değil mi? Belki diyorum çünkü belirsizlikler ile baş etmeye çalışıyorum. Yoruluyorum, kırılmadım yani kırılamadım fakat yoruldum. Okuduğum tüm kitaplarda altını çizdiğim yerler geliyor hep aklıma birde izlediğim repliklerden beynime kazıdığım o şahane sahneler. Mesela sınıra dayandığım hissi ya da ne bileyim Ahmet Hamdi'nin dediği gibi darılmadım, yoruldum... Elbette bu sonu olan hayatta her şey kolay olacak değil ya keşke kırılsaydım fakat ben bir şeylerin kırılmış-lığından çok devamlılığından yoruldum. Çözüm arayıp bulamayışımdan, gerçekten içimde ki bu hissin çözümünün olmayışından yoruldum. Bağırsam geçer sanıyorum sonra içimden bir ses istersen tüm dünyaya duyur geçmeyecek diye kavga ediyor benimle... Bilmem kaç insana bölündüm, tek bir beden de birkaç farklı kişiliğin kavgasıyla uyanıyorum her sabah... Güzel duygular ve diğerleri... Evet diğerleri, onları sevmiyorum çünkü kazanmayı başaramadılar.

Şimdi altını çizdiğim satırlar şöyle hatırıma düşüyor, "evet önümüz bahardır biliyorum, leylaklar açacak biliyorum, iyi şeyler söylemek de gerek biliyorum, biliyorum da şimdilik bağışla..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder